Anasayfa Ülke Hakkında Bilgiler
Kırgızistan, yüzde 90’ının görkemli Tanrı Dağları ve Pamir-Alay dağ zincirlerinin kapladığı güzelliğe sahip Orta Asya’nın kalbinde yer alan bir ülkedir. İnsan hayalini süsleyen bu ülkede 29 dağ zirvesi 4000 metrenin üzerindedir ve 3000 metreden yüksek 45 ayrı zirve bu topraklara «göğe uzanan dağlar ülkesi» adını kazandırmıştır. Kırgızistan, dağcılığa gönül verenlere 7000 metre üzerine yükselen dünyanın en yüksek zirvelerinden olan Pobeda ve Han Tengri zirvelerini gururla önermektedir. Yürüyüş sevdalılarını ve binicilik tutkunlarını ülkede 200’den fazla turistik mekân beklemektedir. Doğa manzaralarının çeşitliliği 50’den fazla doğa parkları ve orman alanları ile temsil edilmektedir. Bu alanlardan da yürüyüş, bisiklet ve at ile gezi turları organizasyonları kapsamında yararlanmak mümkündür. Dağ gezintilerinde seyahat aracı olarak hala çoğunlukla atların tercih ediliyor olması ise Kırgızistan’da turist olmanın en ilginç yanlarından olarak not edilmelidir.
Tanrı Dağları’nın Kırgızistan sınırları içerisinde 2000’den fazla dağ gölü mevcuttur. Bu göllerin kökeni hakkında günümüze kadar pek çok efsane ulaşmıştır. Deniz seviyesinden 3000 metre yükseklikte bulunan Son Köl Gölü, dünyanın her yerinden ziyaretçilerin dikkatini çeken eşşiz bir güzelliktir. Kıyı şeridinde yerleşmiş bir kaç pansiyon ve kamplar Kırgız halkının göçebe kültürünü, adet ve geleneklerini yerinde görmek için olağanüstü bir fırsat sunar. 668 metre derinliği ile dünyanın ikinci büyük krater gölü niteliğini taşıyan Isık Göl’ü çevresinde bulunan resort ve konuk evleri, engin Asya kıtasının ortasında plaj keyfini çıkarmanızı sağlar. Yüzlerce yeraltı kaynaklarından beslenen bu hafif tuzlu göl kışın donmaz, gölün «Sıcak Göl» anlamına gelen ismi de buradan kaynaklanır. Isık Göl’ü çerçeveleyen dağ manzaraları ziyaretçilerinin ruhuna hitap eden güzellikler sunmaktadır. Bu dağ halkası Isık Göl’ü güneyden gelen soğuk hava kütlelerinden ve kuzeyden yükselen sıcak hava akıntılarından korur ve böylece gezginlere rahat bir ortam sunar. Göle doğru esen meltem, düşük nem, tertemiz hava, mineral bakımından zengin su, güneş, sıcaklık ve şifalı çamur tüm konukların beğenisine sunulmuştur. Yelken gezileri ise spor severlerin beğeneceği aktivite türüdür.
Kırgızistan’ın engebeli arazisi dünyanın her yerinden sporseverlerin her zaman ilgi odağı olmuştur. Ülke üzerinde uzanan dağ zincirlerinde barınan dünya çapında tanınmış ve daha az çalışılmış zirveler dağcıların keşfine açıktır. Kırgızistan’ın yükseklikleri 7000 metrenin üstünde dört zirvesi deneyimli sporcuların tırmanma tutkusuna davet çıkarmakta. Kayakçılar için ise Kırgızistan’da 13 kayak merkezi bulunmakta ve bazılarında da rezidans hizmetleri sunulmaktadır. Dağlarda rafting hayranları için de eşsiz ortamlar bulunmaktadır. Boom kanyonu boyu akan Çu Nehri ekstrem su sporları için ana mekandır. Ekstrem spor hayranları, şiddetli akıntı içinde saklı kayalar arasında, hatta en deneyimli sporculara bile ufacık olsun relaks hissi vermeyen girdaplarda kendilerini test edebilirler.
Büyük İpek Yolu iki bin yıldır doğu ile batı uygarlıklarını birbirine bağlayan önemli bir ticaret yoludur. İnsanlar ve ticari ürünler ile yüklü karavanlar dağlar, çöller, nehirler ve kıtaları geçerek fikir, teknoloji, din ve kültürlerin değişimlerini sağlamıştır. İpek Yolu’nun ana güzergahlarından biri Kırgızistan topraklarından geçerek, yerel halkın misafirperverliği ve zengin su kaynakları sayesinde komşu ülkelerin çöllerinde yaşayan halklara dinlenme fırsatını sunardı. Tanrı Dağları’nın vadileri ve ovaları 6500 kilometre yolculuğun üstesinden gelen tüccarlar, işçiler, din adamları ve askerler için hep bir sığınak olmuştur. İpek Yolu’nun en parlak döneminde Kırgızistan toprakları üzerinde üç ticaret yolu açan Çanan-Tanrı Dağları koridoru UNESCO tarafından 2014 yılında dünya mirası olarak ilan edilmiştir. Taş-Rabat (Narın bölgesinde deniz seviyesinden 3200 metre yüksekte yer alan ve günümüze ulaşan kervansaray) 15. yüzyıla ait İpek Yolu üzerindeki seyahat hayatının bir klasik örneğidir. Turistler bu tarihi Dünya Mirası’na bölgedeki çadır kamplarında hizmete sunulan atlar aracılığının yanında isteğe bağlı araba, bisiklet ya da motosiklet ile ulaşabilirler.
Kırgızistan etnografik turizm için benzersiz ortamlar sunuyor. Dağ mağaralarının duvarlarındaki 8. yüzyıla ait antik kaya yazıları ve savaşların meydana geldiği yerlerin etrafındaki mezarlıklar sayesinde Kırgız topraklarında kültürlerin ve halkların değişim serüvenlerini izleyebilirsiniz. Ülke genelinde dağılmış yaklaşık 5000 tarihi ve kültürel miras Kırgızistan’ın geçmişine göz atma fırsatını sunuyor. Isık Göl sığlığında yürütülen kazılar sonucunda mimari yapıların kalıntıları ve önemli boyutta ilerlemiş medeniyetin iyi korunmuş eserleri bulunmuştur. Antik eserler, türbe ve cami hayranlarına Kırgızistan’ın güneyinde bulunan ve Fergana Vadisi’nin zengin kültürü ile harmanlanan Oş şehri eşsiz olanaklar sunar. Şehrin kalbinde Hz. Süleyman Peygamberin onuruna adlandırılmış Süleyman-Too dağının üzerindeki 101 farklı yerde insan ve hayvan kaya resimleri ve 17 yerde tespit edilen ibadet yerleri, bu dağın eski halkların dini törenlerinde büyük bir rol oynadığının bir kanıtıdır. Burada bulunan 16. yüzyıla ait iki caminin İslam öncesi dönemlerde de ibadet yeri olarak hizmet ettiği tespit edilmiştir. İpek Yolu’nun ana güzergah kavşağındaki bu dağ, UNESCO’nun kültürel mirasıdır. Dağdaki mağaraların birinde bulunan müzede farklı antik dönemlere ait eşyalar sergilenmektedir.
Bir şaheser olan «Manas» destanı, göçebe halk olan Kırgızların kültürel mirası ve sözlü anlatım geleneklerinin temel taşıdır. Destan ancak modern çağda yazıya aktarılmıştır. Yazılı satır sayısı 500 binin üzerinde olan destanda Homer’in «İlyada» ve «Odyssey» destanlarının birleşmiş halinden 20 kat daha fazla satır olup, M.Ö. 995’te kahraman Manas’ın Çin’e karşı bağımsızlık mücadelesi işlenmiştir. Destan UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras listesinde yer almaktadır. “Manas” destanı Kırgız halkının M.S. 1000 yıllarının sonuna kadar geçirmiş günlük hayatının, gelenek ve göreneklerinin, kutlamalarının ve törenlerinin renkli açıklamaları ile doludur. Manasçı, «Manas» destanı anlatıcısıdır. En yetenekli manasçılar birkaç gün sürebilen anlatımlar sırasında kendilerini transa sokarlar ve seyircileri savaşçıların dünyasına, onların orduları ve düşmanlarının, siyasi entrikalar ve ihanetlerin dünyasına götürürler. Sonunda iyilik galip gelir. Manevi değerlerinden dolayı manasçıların Kırgız halkı arasında saygı ve itibarı yüksektir.
Kırgızistan zengin bir mirasa sahiptir ve göçebe hayatının gelenekleri Kırgız halkının ulusal kimliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Yaz aylarında pek çok aile hala sürülerini dağ çayırların üzerindeki “cayloo” denilen yaylalara otlatmaya gönderirler, böylelikle eski gelenek ve göçebe yaşam tarzının devamını sağlarlar. Kırgızistan’ın her yerinde hala yaşamı etkileyen ata geleneklerini bulmak mümkündür. Spor ve diğer yarışmalar Kırgız halkının göçebe yaşamının özelliklerindendir. Spor oyunları her zaman sağlıklı bir yaşamın anahtarı olarak ruhu şekillendiren kutsallığını korumuştur. Kırgız erkeklerinin anlayışında her erkek güce, çevikliğe sahip olarak dayanıklı olmalıdır. Göçebe geleneklerine uygun olarak genelde tüm yarışmalar at üzerinde yapılarak binici ve at arasında bir bütünlük oluşturur. Kırgız at oyunları bugün de popülerliğini devam ettirmektedir ve bu müsabakaların başını «At Çabış (At koşturma)» (20-30 km’den uzun mesafe at yarışı) ve «Corgo Salış» (rahvan at yarışı) çekmektedir. Heyecan verici diğer oyunlar ise «Oodarış» ve iki takımın yere bırakılan hayvana sahip olmak için yaptığı atlı mücadelesi “Ulak Tartış” ya da “Kök Börü”dür.
Kırgızistan’ın göçebe kabileleri misafirperverlikleri ile bilinirlerdi ve bu özelliklerini halen de sürdürmektedirler. Kırgızların kapıları her zaman misafirlere açıktır ve her zaman misafir bulundurmaktan mutludurlar. Misafirlere büyük bir saygı ile muamele ederler. Kırgızistan’da üç tip misafir vardır: Birincisi “Görevli Misafir”lerdir, düğün ya da cenazeye gelen misafirler olarak tanınırlar. Bu misafirleri konaklatmak ev sahibinin akrabaları başta olmak üzere bütün köy sakinlerinin vazifesidir. İkincisi, “Akraba Ziyaretleri”dir. Bu tarz misafirler akrabalardan ya da yakın arkadaşlardan oluşan misafirlerdir. Bu misafirlerle ilişkilerde akrabalık derecesine göre kurulan daha serbest bir ilişki söz konusu olur. Üçüncüsü “Tanrı Misafiri” olarak adlandırılır. Genelde bir sığınak için gelen misafirlerdir. Kırgız geleneğinde herhangi bir misafir gün batımından sonra gece kalmak isterse yiyecek-içecek ve barınak hizmeti mutlaka sunulur. Ev sahibi aile bu hizmetleri sunacak derecede zengin değilse akrabaları yardımcı olur. Konuklar için Kırgız ailelerin evlerinde ya da geleneksel çadır kamplarında kalma ve göçebe hayatına dokunma fırsatı sağlanmaktadır. “Boz üy”, keçe örtülü ve ahşap çerçeveli ev, Kırgızların toprak ile bağlantılarını temsil eder. Geleneksel kilimler (şırdak) ve el sanatları ile süslenmiş boz üy, serin olan akşamlarda sıcak ve konforlu barınma hizmeti sunar.
Göçebe yaşam tarzı mutfak mirasının üzerinde silinmez bir iz bırakmıştır. Hayvancılık Kırgızların refahını temsil eder ve tabii ki et Kırgız mutfağının en gözde gıdasıdır. Yaylalarda yetişmiş sığır ve koyun eti, Kırgız ailelerinin sofrasında önemli bir yere sahip olmaya devam etmektedir. Toprak işletmeciliğini gerektiren sebze ve tahıllar Kırgız geleneksel sofrasının parçası değildir. Genellikle menüdeki en önemli geleneksel yemek “beşbarmak” (beş parmak)’tır. Bu özel yemeğin hazırlanmasında yöntemine uygun olarak koyun eti küçük parçalara doğranır ve “çık” denilen baharatlı soğan sosu eklenerek buğday eriştesiyle karıştırılır. Size beşbarmak sunulduğu zaman, çatalı unutmanız ve sadece parmaklarınızı kullanmanız tavsiye edilir. Böylece yemeğin tam tadını almış olursunuz. Ayrıca, göçebe kültürünün ekşi kısrak sütü olan “kımız”ı mutlaka içmelisiniz. Kımız Kırgızların milli içeceğidir. Bunlarla birlikte, tüm geleneksel menülerde salam ve sucuk karışımlı soğuk mezelerden oluşan geniş bir seçenek sunulmaktadır.
Kırgızistan’da 40’tan fazla ülkenin vatandaşları için vizesiz rejim uygulanmaktadır. Bunlardan bazıları: Türkiye (30 gün), Ermenistan, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Gürcistan, Kazakistan, Moldova, Rusya, Tacikistan, Vietnam, Küba, Malezya (30 güne kadar), Özbekistan (60 gün), Moğolistan, Ukrayna (90 gün). 2012 yılında turizmde hizmet ve yatırımı teşvik etmek amacıyla Kırgızistan, Avustralya, Avusturya, Bahreyn, Belçika, Bosna Hersek, Bruney, Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, İngiltere, Yunanistan, Macaristan, İzlanda, İrlanda, İtalya, Kuveyt, Letonya, Lihtenştayn, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Monako, Hollanda Dov, Yeni Zelanda, Norveç, Polonya, Portekiz, Katar, Suudi Arabistan, Singapur, Slovakya, Slovenya, Güney Kore, İspanya, İsviçre, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Amerika Birleşik Devletleri ve Vatikan vatandaşları için 60 günlük vizesiz rejim ilan etti ve böylece birçok misafirler için geniş kapılarını ve kalbini açtı. Kırgızistan’ı ziyaret ettiğinizde engin tarih, kültür ve misafirperverliği keşfedeceksiniz!